29 Haziran 2009 Pazartesi

Aile

Bir baba düşünün ki;
Ananızı her daim yıpratsın,
Başı baştan, canı candan,
Kardeşi kardeşten ayırsın
Kardeş kavgası çıkarsın,
Kimi zaman el topuyla
Kimi zaman da kendi topuyla
Sürdürsün bu nafile uğraşı

Bir ana düşünün ki;
Suratı yılların verdiği yükle kırışmış,
Baba demeye bin şahit, kendini yıpratmış
Hem babaya karşı, isyankâr
Hem de onunla, ama gözleri yaşlı
Yüreği buruk ve vicdanı az da olsa paslı
Kalbi teklese de atar,
Gözü morarsa da yaşar
Fakat yoktur ona maalesef,
Kocaman bir mor çatı
Toprak gibi kokar hep
Can gibi canandır,
Çocuklarına toprak gibi cömert
Hepsine toprak kadar yakın
Ana yüreği bu işte
Hiç canı candan ayırır mı?

Bir sofra düşünün ki;
Edirne’den Ardahan’a
Ya da bir uçtan bir uca,
Kimi sabah, kimi öğlen
Kimi ikindi vakti, kimi de akşam
Çocuklar ki orda her zaman
Menü zengin ve farklı,
Başka bi yerde bulamaz kimse bu tadı
Piliç de var, kuzu çevirme de
Tantunisinden tut, kokoreç’ine
Baklava, kadayıf, şöbiyet
Ulan var oğlu var işte!
Ama dedik ya;
Bu sofra bi farklı,
Pilicin yanında çöp de var,
Salatanın yanında bozuk hıyar, kıvırcık da var
Bu sofra bir garip,fazlaca adaletsiz
Varlığın yanında yokluk...
Anlaşılan ailede bir sorun var.

Ve de bir dağıtım düşünün ki sofra da,
Herkese her şey gelirine göre
Mızmızlanan olursa, sonu hep bir oda cezası
Veya bir sürgün…

Bu aile bir garip,
O yüzden her bi halt mevcut içinde,
Misal; dünyanın başka neresinde
Anasını zehirleyip de para kazanan var!

Gerçekler;
Adrese postalanmış bir mektup gibi ortada işte,
Babanın sözü mazluma sadece,
O zaman nedir?
Böyle babaya, öyle yola;
Yamalanmış iskelelere gerek yoktur,
Yeter ki biraz vefalı olsunlar
Bu saatten sonra anaya çocuklar da bakar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder